randevu vermek

randevu vermek
belli bir saatte, belli bir yerde biriyle buluşmak için söz vermek

Az sonra birbirimize randevu vermişiz gibi ben de gelirim.

- R. H. Karay

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • vermek — i, e, ir 1) Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm. Ö. Seyfettin 2) Bırakmak veya bağışlamak Hırsımdan bazılarına bedava verdim, alın götürün,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • randevu — is., Fr. rendez vous Belli bir saatte, belli bir yerde iki veya daha çok kişi arasında kararlaştırılan buluşma Bunlar bana öyle gelir ki vaktiyle verdikleri bir randevuya o gün canları istememiş de gitmemişler. S. F. Abasıyanık Birleşik Sözler… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ehemmiyet vermek — önem vermek, önemsemek Randevu saatlerine ehemmiyet verir misiniz? K. Tahir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”