söz — is. 1) Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil 2) Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük 3) Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi Yer yer… … Çağatay Osmanlı Sözlük
randevu almak — bir kimseden belli bir saat ve yerde buluşmak için söz almak, gün almak Adamcağız, samimi bir refah ve zevkle yeni bir randevu aldıktan sonra gitti. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
uhdesine almak — bir işi üstüne almak, yapacağına söz vermek, sorumluluğu altına almak Kulübün masrafını Türk azalar uhdelerine almışlardır. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
replik almak — (dişi) oyuncunun karşısındakinden kendi yapacağı espriye hazırlık mahiyetinde bir söz veya cümle almak Spritüel dostum Pişekâr ından dişi bir replik almış bir Kavuklu kadar sevinçli, gülümsedi. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
teybe almak — söylenilen söz, müzik vb.ni teyp makinesindeki banda geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
arpa boyu kadar gitmek (veya yol almak) — (bir) pek az ilerlemek Tartışmadan beklenen olumlu ve yapıcı sonuca varmak söz konusu olunca orada bir arpa boyu yol alamıyoruz. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
komşu kızı almak, kalaylı kaptan su içmek gibidir — komşu kızını almaya karar veren, ailenin ve kızın durumunu, gidişini iyi bildiğinden içi rahat olarak bu ilişkiyi kurar anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
gemi azıya almak — 1) at, gemi azıları arasına alıp etkisiz bırakarak süvarisinin yönetiminden çıkmak ve alabildiğine koşmak 2) mec. söz dinlemez olmak Kim var kim yok geldi toplandı. Derken her kafadan bir ses çıktı, kimi kâh nalına, kâh çivisine vurdu, kimi gemi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ödünçlemek — nsz 1) Ödünç olarak alınmak 2) dbl. Başka bir dilden söz almak, bütünüyle özümsemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ant verdirmek — 1) ant içmesini sağlamak 2) herhangi bir şeyi yapmaması için söz almak … Çağatay Osmanlı Sözlük