- haz vermek
- hoşlanmasını sağlamak
Göze bu kadar samimi ve sıcak haz veren bir mahluk çok zamandır görmemiştim.
- H. E. Adıvar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Göze bu kadar samimi ve sıcak haz veren bir mahluk çok zamandır görmemiştim.
- H. E. AdıvarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
haz — is., zzı, Ar. ḥaẓẓ 1) Hoşa giden duygulanma, hoşlanma, zevk 2) fel. Bir şeyden duyusal veya manevi sevinç duyma 3) müz. Ezgi 4) ruh b. Sürdürülmesi istenen ılımlı ve doygunluk veren coşku Ömrünün en öfkeli veya buhranlı anlarında bile yaşamak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yazmak — 1. yar, ar Kök veya gövdeleri sonuna a ( e) eki almış fiillere gelerek yaklaşma bildiren birleşik fiiller oluşturur Düşeyazmak, öleyazmak. 2. i, ar 1) Söz ve düşünceyi özel işaret veya harflerle anlatmak Büyük bir heyecan, bir haz içinde şu… … Çağatay Osmanlı Sözlük