bekçilik

bekçilik
is., -ği
Bekçinin yaptığı iş

Onu bekçilik bahanesiyle konağın bir odasına yerleştirmiştik.

- R. N. Güntekin

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • başmakçı — is. 1) Ayakkabıcı 2) Camilerde, giriş bölümünde, çıkarılan ayakkabılara bekçilik eden kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kapıcı — is. 1) Otel, apartman vb. büyük yapılarda bekçilik, temizlik, alışveriş gibi işlerle görevli kimse Bu arada, aşağıdan kapıcının sesi, gece nöbetçisine çıkışıyor. M. Ş. Esendal 2) tar. Osmanlı devlet teşkilatında saray kapılarını bekleyen görevli… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • köpek — is., ği, hay. b. 1) Köpekgillerden, boy ve biçim bakımından pek çok cinsi olan, çok iyi koku alan, sadık, bekçilik ve avcılık gibi işler için beslenen memeli hayvan (Canis familiaris) Onun vaktiyle pek sevdiği küçük, sırtı siyah ve göğsü beyaz,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iki paralık olmak — (biri) değerini, onurunu yitirmek Herifi enseleyemezsem diye, aklı başından gidiyordu. Mahalledeki on beş yıllık bekçilik haysiyeti iki paralık olacaktı. S. Kocagöz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HIRASET — Koruma. * Bekleme, bekçilik etme, muhafaza etme …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • NİGEHBÂNÎ — f. Bekçilik, gözcülük …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • NİGÂHBANÎ — f. Bekçilik, gözcülük …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • PASBANÎ — f. Bekçilik …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • PASDARÎ — f. Bekçilik, gözcülük …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”