- göz alabildiğine
- gözün görebileceği en uzak yerlere kadar
Göz alabildiğine uzanan yeşil tepelerin, ruha ferahlık veren bir munis enginliği vardı.
- Y. K. Karaosmanoğlu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Göz alabildiğine uzanan yeşil tepelerin, ruha ferahlık veren bir munis enginliği vardı.
- Y. K. KaraosmanoğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük