- mum olmak
- 1) hırçınlığı, yaramazlığı bırakmak2) argo razı olmak
O bu işe çoktan mum olmuştur ama kendini naza çekiyor.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
O bu işe çoktan mum olmuştur ama kendini naza çekiyor.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
mum — is., Far. mūm 1) Bir fitilin üzerine erimiş bal mumu, içyağı, stearik asit veya parafin dökülüp genellikle silindir biçiminde dondurulan ince, uzun aydınlatma aracı Kandil geceleri bu velilerin yerleri mumlarla donanırdı. Y. K. Beyatlı 2) Bal… … Çağatay Osmanlı Sözlük
eteğiyle mum söndürmek — uygun olmayan biçimde iş yapmak, sakar olmak, üstünkörü davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
Mete Özgencil — Background information Birth name Halil Mete Özgencil Born 1962 (age 48–49) … Wikipedia
ağaç — is., cı, bit. b. 1) Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki 2) sf. Bu gibi bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan Ağaç tekne. 3) Direk Birleşik Sözler ağaç arısı ağaç balı ağaç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çiçek — is., ği, bit. b. 1) Bir bitkinin, üreme organlarını taşıyan çoğu güzel kokulu, renkli bölümü 2) bit. b. Çiçek açan kır veya bahçe bitkisi Evin ufak çiçekler ve bitkilerle süslü bahçesine çıktım. R. H. Karay 3) mec. Davranışları hafif, toplum… … Çağatay Osmanlı Sözlük
pervane — is., Far. pervāne 1) Geceleri ışık çevresinde dönen küçük kelebek Ötede mum yanıyor bir şeyler dönüyor / Pervaneler art arda ne çabuk ölüyor. B. Necatigil 2) Döndüğünde bir mekanizmayı işleten bir eksene dikey olarak bağlanmış, iki veya ikiden… … Çağatay Osmanlı Sözlük