- boya çekmek
- (çocuk) boyca uzamak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
boya vurmak (veya çekmek veya sürmek) — boyamak Kimi kirpiklerine boya sürüyordu. R. H. Karay Kıpkızıl bir boya çektin odanın her yerine. M. A. Ersoy … Çağatay Osmanlı Sözlük
boy — 1. is., top. b. Ortak bir atadan türediklerine inanılan toplumsal ve ekonomik ilişkilerinde anaerkil, ataerkil anlayışı uygulayan geleneksel topluluk, kabile, klan Türk boyları birbirlerini kardeş tanıyorlar. O. S. Orhon Birleşik Sözler boy beyi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürme — 1. is. Kirpik diplerine sürülen siyah boya, is Genç güzel aşçı kadının kirpiklerinde sürme, parmaklarında kına yoktu. A. Gündüz Birleşik Sözler sürme mantarları buğday sürmesi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sürme çekmek sürmeyi gözden çekmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Грамматика турецкого языка — Турецкий язык относится к агглютинативным (или «приклеивающим») языкам и, тем самым, существенно отличается от индоевропейских. Содержание 1 Морфология 1.1 Гармония гласных 1.2 Число … Википедия
kalem — is., Ar. ḳalem 1) Yazma, çizme vb. işlerde kullanılan çeşitli biçimlerde araç Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir. F. R. Atay 2) Resmî kuruluşlarda yazı işlerinin görüldüğü yer Bütün bizim kalem böyle, geçen gün de Sıtkı Efendi o kör … Çağatay Osmanlı Sözlük
macun — is., Ar. maˁcūn 1) Hamur kıvamına getirilmiş madde 2) Boyacılıkta çatlak ve aralıkları kapamak, camcılıkta camları tutturmak için kullanılan hamur kıvamında karışım Cam macunu. Yağlı boya macunu. 3) Baharlı, tarçınlı, yumuşak ve yapışkan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ponksiyon — is., tıp, Fr. ponction Vücudun herhangi bir boşluğunda bulunan bir sıvıyı akıtmak veya çekmek için içi boydan boya açık bir iğneyi batırma işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
rastık — is., ğı, Far. rāsuḫt 1) Kadınların kaşlarını veya saçlarını boyamak için sürdükleri siyah boya Rastıkla, yanağındaki beni boyamayı da unutmadı. S. M. Alus 2) Sürme (III) Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller rastık çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
toprak — is., ğı 1) Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü Kara toprak. Kireçli toprak. Killi toprak. 2) sf. Yer kabuğunun bu bölümünden yapılmış… … Çağatay Osmanlı Sözlük