- şunu bunu
- çeşitli nesneleri
Bonmarşe'de biz şunu bunu almakla meşgulken yanımızdan geçti.
- R. H. Karay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bonmarşe'de biz şunu bunu almakla meşgulken yanımızdan geçti.
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
şunu bunu bilmemek — itiraz dinlememek, mazeret kabul etmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ha şunu bileydin — tkz. bunu çoktan anlaman, bilmen gerekirdi anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
şu bu — zm. Birtakım kimseler ve nesneler Şu bu karışırsa iş yürümez. Şu bu derken bavulu doldurmuşum. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller şunun bunun şuna buna şunda bunda şundan bundan şundan bundan konuşmak şunu bunu şunu bunu bilmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sūnus — sūnùs sm. (3) K, NdŽ, DŽ, KŽ, (4) Drsk, sūnus (1) DP618 1. SD359, R, Sut, M, L, Rtr vyriškos lyties vaikas savo tėvams: Išėjo sūnūs keturi Tėvynės ginti S.Nėr. Sulaukė trijų sūnų̃ ir dukros Dgč. Anas turi tiktaik vieną sūnų Zt. Atostogų gavo,… … Dictionary of the Lithuanian Language
laf — is., Far. lāf 1) Söz, lakırtı Ben lafımı bitirmeden o atıldı. 2) Sonuçsuz, yararı olmayan söz Onun söyledikleri laftan ibaret. 3) Konuşma 4) Konu, mevzu, bahis Lafı değiştirdi. 5) ünl. Öyle şey olamaz, bu sözün hiçbir değeri yok anlamlarında… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şu — sf. 1) Bu kelimesine göre yerde, zamanda veya söz zincirinde biraz uzak olanı niteleyen söz Masanın üstünde şu mektubu buldu M. Ş. Esendal 2) zm. Biraz uzakta olan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
parasını çekmek — (birinin) para sızdırmak, birinden birtakım gerekçelerle para almak Şunu yaparız, bunu yaparız diye Paşa yı aldatmaktan ve parasını çekmekten başka bir şey yaptıkları yok. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
būti — būti, yrà (ẽsti, ẽsta, ẽsčia, bū̃va, bū̃na, būsta; sing. 1 prs. esù, ėsù, esiù, esmì, esmù, esmiù, esčiù, būvù, būnù, būstu, yrà; sing. 2 prs. esì, ėsì, esmì, estì, esčì, būvì, būnì, būsti, yrà), bùvo I. intr. 1. egzistuoti … Dictionary of the Lithuanian Language
iš — ìš praep. su gen.(su dat. Slnt, Ms, Grg, Vž) 1. rodo vietą arba daiktą, iš kur eina, vyksta veiksmas: Iš lopšio dar nei viens n iškopo neverkęs K.Donel. Kumelė visą vasarą neišeina iš arklo (visą laiką su ta kumele ariama) Ėr. Tėvas parėjo iš… … Dictionary of the Lithuanian Language
traukti — traukti, ia, ė I, K, J, Š, Rtr, DŽ, KŽ; SD113, SD258, Q658, R413, R, H, Sut, N, L, M 1. tr., intr. LL294, NdŽ suėmus ar paėmus už ko jėga stengtis artinti savęs link, versti pajudėti savęs link, tempti, tęsti: Dešine ranka traukiame žnyplėse… … Dictionary of the Lithuanian Language