kapı gibi

kapı gibi
iri vücutlu (kimse)

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • kapı — is. 1) Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı 2) Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı. S. F. Abasıyanık 3) Tavla oyununda iki pul üst üste… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bıçak gibi kesilmek — söz, konuşma, sohbet birden bitmek, duruvermek Bu tatlı sohbetin arasında kapı çalındı, lakırtıları bıçak gibi kesildi. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • manzara — is., Ar. manẓara 1) Bakışı, dikkati çeken her şey 2) Görünüş Boğaz ın ucundan Karadeniz e bir kapı gibi açılan manzara... H. R. Gürpınar 3) Konusu bir doğa veya şehir parçası olan resim, gravür veya desen, tablo 4) mec. Durum Bu sade dekor ölümün …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • örtme — kapı, teras, balkon gibi yerlerin üzerine yapılan çatı …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • Metamorfoz — Studio album by Tarkan Released December 25, 2007 (Turkey) …   Wikipedia

  • Turkish vocabulary — This article is a companion to Turkish grammar and contains some information that might be considered grammatical. The purpose of this article is mainly to show the use of some of the yapım ekleri structural suffixes of the Turkish language, as… …   Wikipedia

  • Demet Akalın — on stage at her concert in Samsun, 2010 Background information Birth name Demet Akalın Born …   Wikipedia

  • kanat — is., dı 1) Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ Kuşun kanatlarını kısıp bir taş parçası gibi yere süzüldüğü gözümün önündedir. M. Ş. Esendal 2) Balıklarda yüzgeç 3) Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • söve — 1. is., mim., Fr. seuil Pencere ve kapı kenarlarındaki süs kalıpları Cebinden çıkardığı yassı uçlu bir demiri söve ile çerçevenin arasına sokarak camı da yukarı sürdü ve rezeledi. H. R. Gürpınar 2. is. 1) Kapı ve pencerenin yerleştiği kasa,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tokmak — is., ğı 1) Ağaçtan yapılmış iri çekiç Hallaç geniş, kocaman tırnaklı elleriyle hâlâ tokmak sallıyordu. S. F. Abasıyanık 2) Kapıya asılı duran ve kapıyı çalmaya yarayan, türlü biçimlerde metal parça 3) Kapı kolu yerinde bulunan ve kapıyı açmaya… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”