- ölümü göze almak
- elde etmek istediği sonuç uğruna ölüm de dâhil her türlü tehlikeye açık olmak
Kim bilir hangi aşüftenin biri idi bu, ölümü göze alarak arkasından koştuğun mahluk?
- R. H. Karay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Kim bilir hangi aşüftenin biri idi bu, ölümü göze alarak arkasından koştuğun mahluk?
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kellesini koltuğuna almak — ölümü göze almak Kelleyi koltuğun altına almışız, memleketteki pisliği kanımızla temizlemeye karar vermişiz. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
başını koltuğunun altına almak — ölümü göze alarak bir işe girişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ölüm — is. 1) Bir insan, bir hayvan veya bitkide hayatın tam ve kesin olarak sona ermesi, ahiret yolculuğu, emrihak, irtihal, memat, mevt, vefat Çenesinde babamın ölüm günü gördüğüm asabi buruşmalar var. Y. Z. Ortaç 2) Ölme biçimi Yanarak ölümü, feciydi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kefeni boynunda olmak — her an ölümü göze almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş koymak — (bir yola) bir şey uğruna ölümü göze almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
başını ortaya koymak — bir işe girişirken ölümü göze almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
serdâr — (F.) [ رادﺮﺱ ] 1. önder. 2. komutan, başkomutan. ♦ serden geçmek başından vazgeçmek, ölümü göze almak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü