- fırsatı ganimet bilmek
- çıkan fırsattan en iyi biçimde yararlanmak
Fırsatı ganimet bilen İbrahim Ağa, soluğu doğru Eminönü'nde aldı.
- H. R. Gürpınar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Fırsatı ganimet bilen İbrahim Ağa, soluğu doğru Eminönü'nde aldı.
- H. R. GürpınarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
fırsat — is., Ar. furṣat Uygun zaman, uygun durum veya şart, vesile İnsan, dedim, kendine bir ad takmak fırsatını bin yılda bir ele geçiremez. M. Ş. Esendal Birleşik Sözler fırsat düşkünü fırsat eşitliği fırsat yoksulu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
İFTİRAS — Fırsat gözlemek. Fırsatı ganimet bilmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İGTİNAM — Yağma etmek. Fırsatı ganimet bilmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük