çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydana gelmek — 1) olmak, oluşmak Siyasi parti grupları en az yirmi üyeden meydana gelir. Anayasa 2) ortaya çıkmak Savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler ... dışında kişinin yaşama hakkına ... dokunulamaz. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydana atılmak — ortaya çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortaya çıkmak — 1) yokken var olmak, meydana çıkmak, türemek ... yani tam muhalefetin istediği gibi bir kabine buhranı ortaya çıkmıştı. Y. K. Karaosmanoğlu 2) biri kendini göstermek Lanet filozofum diyerek ortaya çıkıp Allah a ve kullara karşı hezeyan eden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
foyası meydana (veya ortaya) çıkmak — bir olay dolayısıyla bir kimsenin kötü niteliği ortaya çıkmak Utanmazlık siyasetinin veya utanmaz siyasinin önünde sonunda foyası meydana çıkar. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kavga çıkmak — dövüş meydana gelmek Şehrin gürültü edilen, kavga çıkan biricik yeridir. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ZUHUR — Meydana çıkmak. * Ansızın meydana gelmek. * Baş göstermek. Görünmek. * Hulul. * Galip olmak. * Âlîkadr … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
belgürmek — meydana çıkmak, belirnnek, açığa çıkmak 1. 387; I I, 172 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
tuyulmak — meydana çıkmak, duyulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
TAAYYÜN — Meydana çıkmak, âşikâr olmak, belli başlı ve itibarlı görünen insanlardan olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük