- çıkmak
- -den, -ar
1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek
Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık.
- F. R. Atay2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmekBu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı.
- Atatürk3) nsz Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmakÇiçeği burnunda subay çıkar çıkmaz, ben size bir emir eri bulurum.
- H. Taner4) Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmekYeni evimizden çıkıp eski evimize taşındık.
- Y. Z. Ortaç5) Süresi dolduğunda ayrılmakDaireden çıkmak. Hastaneden çıkmak. Cezaevinden çıkmak.
6) nsz Yapılmak, yürümekBu dairede işler kolay çıkmaz.
7) Yetişecek ölçüde olmakBu kumaştan bir palto çıkar mı?
8) EksilmekDörtten iki çıkarsa...
9) Meydana gelmekUygunsuz dediğim vakalardan biri bir salon oyunu yüzünden çıkmıştır.
- R. N. Güntekin10) nsz Sıyrılmak, ayrılmakBebeğin patiği çıktı.
11) nsz Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmakBorçlu çıkmak. Kârlı çıkmak. Alacaklı çıkmak.
12) Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmekÇok sonra öğrenecek bunu. Çok sonra, çocukluktan çıkıp kocaman adam olduktan sonra.
- T. Dursun K13) -i Bir şeyin yukarısına doğru yürümekUzun, dik merdivenli bir yokuşu çıktık.
- R. H. Karay14) -de, nsz Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmakSularda bakteri çıktı.
15) -e Yetkili birinin makamına iş için gitmekBaşkana çıkmak.
16) -e Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmakArkadaşa piyango çıkmış. Bize yine gezi çıktı. Bu işten size de bir şey çıkar.
17) -e Gitmek, koyulmakYola çıkmadan evvel eve gitmek, uyumak istedim.
- M. Ş. Esendal18) nsz Bir konu yetkililerce karara bağlanmak19) -e Birdenbire görünmekNeden hiçbir korsan filosu önümüze çıkamadı?
- F. F. Tülbentçi20) -e Mal olmakBu ev dört milyara çıktı.
21) -e Oyunda herhangi bir rolü oynamakArsız ve aptal mahalle çocuğu rolüne çıkmıştı.
- B. R. Eyuboğlu22) -e Bir yere ulaşmak, varmakKarşı kaldırıma geçtiler, sağa sola saptılar, demir yoluna çıktılar.
- M. Ş. Esendal23) -e Karaya ayak basmak1919 senesi Mayısının on dokuzuncu günü Samsun'a çıktım.
- Atatürk24) nsz Yayılmak, duyulmakBaşından beri gazetelerde enstitü hakkında havadisler çıkıyordu.
- A. H. Tanpınar25) nsz Olmak, bulunmak, var olmakBayramın son günü her iki kadının da işleri çıkmıştı.
- O. C. Kaygılı26) -e Bir iddia ile ortalıkta görünmekSen onun karşısına çapkın bir adam gibi çıktın.
- P. Safa27) -den, nsz YayılmakLağımdan pis kokular çıkıyor.
28) -e Karşı gelebilmek, boy ölçüşmekGüreşte ona çıkacak kimse yok.
29) -e BulaşmakKravatın boyası gömleğe çıktı.
30) -i Binaya kat eklemekEvin ikinci katını çıkmadan havalar bozuldu.
31) -e Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmakBu kahveden sıkıldın, ötekine çıkarsın, anladın mı?
- M. Ş. Esendal32) nsz Niteliği sonradan anlaşılmakEyvah, bu da ötekiler gibi soysuz çıktı. İstemem artık gözüm görmesin, soğudum, iğrendim. Atın evimden dışarı.
- R. N. Güntekin33) nsz Davranışta herhangi bir niteliği bulunmakAkıllı çıktı da arkadaşına uymadı.
34) nsz Yerinden oynamakFukaranın hem sağ bileği çıkmış hem davulu patlamıştı.
- R. N. Güntekin35) nsz Görünür veya belli bir durumda bulunmakTencerenin bakırı çıktı. Zayıflıktan kemikleri çıkmış.
36) nsz Oluşmak, olmakFırtına çıkmak. Soğuk çıkmak.
37) nsz Piyasaya sürülmek38) nsz Bitmek, büyümek, sürmekEkinler çıkmaya başladı. Bıyığı çıktı.
39) nsz VerilmekMaaş çıkmak. Emir çıkmak.
40) nsz Ay veya mevsim geçmekMart çıktı. Kış çıktı.
41) nsz Yeni yetişip satışa sunulmakErik çıkmış. Çilek daha çıkmadı.
42) nsz Yükselmek, artmakFiyatlar çıktı.
43) nsz Artırmak, fiyatı yükseltmek44) nsz Sesini yükseltmek45) nsz Büyük abdest bozmak46) nsz, -den Giderilmek, yok olmakLeke çıktı.
47) UnutmakO söz benim hatırımdan çıkmadı.
48) nsz Ay, güneş görünmekGüneş seni ısıtmak için çıkıyordu.
- Y. K. KaraosmanoğluHava açılmış, ay çıkmıştı.
- R. H. Karay49) nsz YayımlanmakYeni çıkmış Fransızca bir iki kitap bulunurdu.
- Y. Z. Ortaç50) nsz GelmekÇok geçmeden haber çıkacağını kadınlık insiyakiyle derhâl sezmişti.
- R. H. Karay51) -den Gerçekleşmekİnsanın her gördüğü rüya çıkmaz ya!
- M. Ş. Esendal52) nsz Bulunduğu yerden fırlamak, kopmakArabanın direksiyonu çıkmak.
53) -den Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmekEv, ev olmaktan çıktı.
54) -le Flört etmekSevim, senden başka bir kızla çıkmadım.
- A. İlhan55) -e Erişmek, görmekAklı başında ama sabaha çıkamayacağına kalıbımı basarım.
- S. F. Abasıyanık56) mec. Harcamak zorunda kalmakParadan çıkmak. Bin liradan çıktım.
57) -i, argo Vermeye katlanmakÇık bakalım paraları!
Birleşik Sözler- zıpçıktıAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.