- oyuna getirmek
- birini tuzağa düşürmek, aldatmak
Orada da Arif denilen hergele bizi oyuna getirdi.
- M. Ş. Esendal
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Orada da Arif denilen hergele bizi oyuna getirdi.
- M. Ş. EsendalÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
açmaza getirmek (veya düşürmek) — düzen, hile yapmak, bir kimseyi oyuna getirmek, zor duruma sokmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kündeye almak (veya getirmek) — 1) güreşçi, rakibini altına alıp bir elini önden, ötekini arkadan geçirerek kilitlemek Kolunu tutup kündeye getiriyor, bir taraftan da bacağının birini ikiye büküyorum. M. İzgü 2) mec. oyuna getirmek, tuzağa düşürmek Plan kurar, tertip yaparlar;… … Çağatay Osmanlı Sözlük
oyun — is. 1) Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur. 2) Kumar Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar. P. Safa 3) Şaşkınlık uyandırıcı hüner Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafaya almak — argo 1) zaaflarından yararlanarak kandırmak, oyuna getirmek 2) konu önemliymiş gibi yaparak alaya almak 3) den. gemi seyrederken akıntıyı başa almak … Çağatay Osmanlı Sözlük