oynatmak — oynatmak, I, 271 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
oynatmak — i 1) Oynamasını sağlamak Bir curcuna havası söyledi ve salondakilerin hepsini oynattı. P. Safa 2) Kımıldamasına yol açmak Elindeki kamçıyı oynatarak güneş altında yanan ovalarda gözlerini gezdirdi. M. Ş. Esendal 3) nsz Herhangi bir canlıya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dama taşı gibi oynatmak — birini sık sık bir yerden bir yere göndermek veya atamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
istediği gibi at koşturmak (düz oynatmak) — keyfince, istediği gibi davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
Karagöz oynatmak — komik bir durum yaratmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kukla gibi oynatmak — 1) (birini) birine her istediğini yaptırmak 2) (birini) birinin istediğini yapıyor görünerek onu oyalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalem oynatmak — 1) yazı yazmak Namık Kemal in tek başına kalem oynattığı alanlarda başyazarlar, fıkra yazarları, sanat eleştiricileri yetişir. N. Cumalı 2) bir yazıyı düzeltmek 3) bir yazıda değişiklik yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
film oynatmak — bir filmi sinemada göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kılıç oynatmak — egemen olarak yaşamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
parmağında oynatmak — (birini) her istediğini yaptırmak, kukla gibi kullanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük