bir ... bir (veya bir de)

bir ... bir (veya bir de)
hem ... hem

Denize bir konup bir kalkan martılar yüksekten avlarına bakarak haykırışırlar.

- A. İlhan

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • bir baştan (veya uçtan) bir başa (veya uca) — bir yerin bir sınırından öbür sınırına kadar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir fende kazık kakmak (veya çakmak) — bir bilgi veya bilim dalında saplanmış kalmak Bir fende kazık kakmaktansa hepsinden birer parça malumat kapma fikrinde idi. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir Köroğlu, bir Ayvaz — bir karı kocanın çocuklarının, yakınlarının yanlarında bulunmadığını veya çocukları olmadığını anlatan bir söz Eve işçi, aşçı tutmam, kaynana, baldız istemem. Bir Köroğlu bir Ayvaz. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir yana dünya bir yana — (bir şey veya kimse) bir varlığa çok değer verildiğini anlatmak için kullanır Mercan Usta bir yana dünya bir yana. Halikarnas Balıkçısı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir ayak önce (veya evvel) — bir an önce Yanımızdan bir ayak evvel kaçmak için içinden yanıyordu. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir ilke imza atmak — bir konuda hiç kimsenin veya kuruluşun yapmadığı bir işi gerçekleştirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir atımlık barutu olmak (veya kalmak) — bir konuda yapabileceği çok az şeyi bulunmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir (veya sağ) elinin verdiğini öbür (veya sol) elin duymasın — yapılan bir iyilik gizli tutulmalı, onunla övünülmemelidir anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir kaşık suda boğmak — (elinden gelse veya bıraksalar) bir kimseye çok kızmak veya çok öfkelenmek Muhalifler bizi bir kaşık suda boğmak istidadını gösteriyordu. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir arpa boyu (gitmek veya yol almak) — çok az (gitmek veya yol almak) Süfli gayeler, kütleleri ya oldukları yere mıhlayan ve bir arpa boyu ileri götürmeyen sefil isteklerdir. S. Ayverdi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”