- içi daralmak
- sıkılmak, bunalmak
Hayvan aklıma geldikçe içim daralıyor dayı.
- N. Kurşunlu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Hayvan aklıma geldikçe içim daralıyor dayı.
- N. KurşunluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yüreği daralmak — sıkılmak, bunalmak, içi daralmak Yusuf bütün olayları korkuyla, yüreği daralarak izliyordu. Y. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
göğsü daralmak (veya tıkanmak) — 1) güçlükle nefes almak 2) mec. içi sıkılmak Öteden beri yola yüzü yoktu. Hele yokuşları karşıdan gördüğü vakit göğsü tıkanırdı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
iç — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kasvet basmak (veya çökmek) — çok sıkılmak, içi daralmak Gündüzün bu saatinde, tiyatroya ağır bir kasvet çökmüş. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük