- açıkta bırakmak
- 1) iş ve görev vermemek2) yersiz yurtsuz bırakmak3) birkaç kişiye birlikte sağlanan bir iyilikten içlerinden birini yararlandırmamak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
meydanda bırakmak — 1) açıkta, evsiz barksız bırakmak 2) ortada, herkesin gözü önünde bırakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
TECRİD — Açıkta bırakmak. * Yalnız başına bırakmak. Tek başına hapsetmek. * Dünya alâkalarını kalpten çıkarıp Allah a (C.C.) yönelmek. * Edb: Bir şairin kendini mücerred bir şahıs, yâni ayrı bir adam farzederek ona hitabetmesi. * Soyma, soyulma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
açık — sf., ğı 1) Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik. R. N. Güntekin 2) Engelsiz Açık yol. 3) Örtüsüz, çıplak Açık baş. 4) Boş Kâğıtta açık yer kalmadı. 5) Görevlisi olmayan, boş (iş, görev) … Çağatay Osmanlı Sözlük
sosyete — is., Fr. société 1) Bir topluluktaki gelir düzeyi yüksek ve kendilerine özgü yaşama biçimleri olan topluluk Sosyetede bir kişinin etrafına toplanmak, öteki misafirleri açıkta bırakmak ayıptır. P. Safa 2) esk. Topluluk, toplum, cemiyet… … Çağatay Osmanlı Sözlük
görevden (veya görevinden) almak — 1) bir görevliyi işinden ayırıp açıkta bırakmak, çıkarmak, azletmek 2) bulunduğu makama ait sorumlulukları elinden almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük