- benimseme
- is.
Benimsemek işi, sahip çıkma, tesahup
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ihraz — benimseme; sahipsiz bir malı sahiplenme … Hukuk Sözlüğü
alafrangalaşma — is. Alafranga usulleri benimseme, alafranga olma … Çağatay Osmanlı Sözlük
Batılılık — is., ğı 1) Batılı olma durumu 2) Batı uygarlığını benimseme, Garplılık … Çağatay Osmanlı Sözlük
benimsenmek — nsz Benimseme işine konu olmak Mutluluğa açık ruhsal durum benimsenince mutluluk sürekli olur. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
benimseyebilmek — i Benimseme imkânı veya olasılığı bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
benimseyiş — is. Benimseme işi veya durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
hazım — is., zmı, biy., Ar. hażm 1) Sindirim 2) Benimseme, kabul etme Birleşik Sözler hazmetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ikrar — is., esk., Ar. iḳrār 1) Saklamayıp doğruca söyleme, açıkça söyleme 2) Bildirme 3) Benimseme, onama, kabul, tasdik Sükût ikrardan gelir. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ikrar etmek ikrar vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
inan — is. 1) İnanma işi 2) Bir kimse veya şeyin doğruluğunu, büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme, iman, itikat ... kendi paylarına düşen fedakârlığı, devlet, millet uğrunda inanla, güvenle, umutla bir daha tazeliyorlardı. R. E.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
milliyetseverlik — is., ği Milliyetçi olma durumu, milliyetini benimseme durumu Millî şuuru uyandırmak için küçük vatan ve milliyetseverliğin dar sınırı içinde kalamayız. O. S. Orhon … Çağatay Osmanlı Sözlük