benzeri
Look at other dictionaries:
eşi benzeri (veya manendi veya menendi) olmamak — benzeri olmamak Bir zamanlar Akıntıburnu nda çalarken, İstanbul da eşi manendi yokmuş. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
FERİD(E) — Benzeri pek nâdir bulunan. Benzeri bulunmayan, yektâ. * Doğrudan doğruya Kur andan ders alıp ders veren ve kuvve i kudsiye sahibi olan Evliyaullah. Yalnız ve münferid. * Zamanında eşine rastlanmıyan. Akran ve emsali yok. * Dizilmiş inci. * Bir… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
misli menendi yok — benzeri, eşi yok Bu sonbahar sabahında Gülhane Parkının misli menendi yoktur. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
FERD-İ FERÎD — Benzeri daha hiç gelmemiş. * Hz. Muhammed (A.S.M.) * Asrın en yüksek ve en değerli Zâtı. Asırda bir gelen büyük veli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FÂTIR — Benzeri bulunmayan şeyi yaratan. Hârika üstün san atiyle yaratan. Halkedici Allah (C.C … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MİSLİYET — Benzeri ve misli olmak. Benzerlik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İBDA-I SAN'AT — Benzeri olmayan mükemmellikte san at eseri. İbda yapabilene mübdi , eserlerine bedi a denir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İBTİDA' — Benzeri olmayan bir şey yaratmak. (Bak: İbd … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
emsalsiz — sf. Eşsiz, eşi benzeri olmayan, bir benzeri daha bulunmayan Yüzünde, bakışlarında, her konuya göre değişen emsalsiz bir ifade kudreti vardı. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
eş — is. 1) Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri Çorabın öbür eşini yerden almak için sol ayağını uzatıyordun. Ö. Seyfettin 2) Karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, refik, refika Kadın diye eşini bellemiş,… … Çağatay Osmanlı Sözlük