- yerle bir etmek
- temeline kadar yok etmek, tahrip etmek
Ali bütün karargâhı yerle bir edecek bu korkunç alete bakmak istedi.
- Ö. Seyfettin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ali bütün karargâhı yerle bir edecek bu korkunç alete bakmak istedi.
- Ö. SeyfettinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yerle yeksan etmek — yerle bir etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yer — is., gök b. 1) Dünya 2) Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? M. Ş. Esendal 3) Gezinilen, ayakla basılan taban Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hâk — (F.) [ کﺎﺧ ] toprak. ♦ hak etmek kazanmak. ♦ hâk ile yeksân edilmek yerle bir edilmek. ♦ hâk ile yeksân etmek yerle bir etmek. ♦ hâk ile yeksân olmak yerle bir olmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
zîrüzeber — (F.) [ ﺮﺑز و ﺮیز ] altüst. ♦ zîrüzeber etmek altüst etmek, yerle bir etmek. ♦ zîrüzeber olmak altüst olmak, yerle bir olmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
taş taş üstünde bırakmamak — baştan başa yıkıp yerle bir etmek Kaçsan da kaç para eder? Sana, köyde taş taş üstünde bırakmayacak diyorum. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük