- bir şey söylemek
- 1) konuşmak2) belirtmek, anlatmak, ifade etmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük (söz) söylemek — yapacağı bir şey hakkında kesin konuşarak övünmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yöneltmek — i, e 1) Bir şeye belli bir yön vermek, yönelmesini sağlamak, çevirmek, tevcih etmek 2) Birine veya bir şeye doğru bakmak Bakışlarını ona yöneltti. 3) Birine bir şey söylemek, tevcih etmek Yine ünlü kişiler çeşitli konularda konuşur, ardından… … Çağatay Osmanlı Sözlük
seslenmek — nsz 1) Uzaktan bağırarak çağırmak, ünlemek Birkaç adım yürüdü, seslendi. Yusuf Bey, Yusuf Bey. S. Kocagöz 2) e Bir şey söylemek için sesini çıkarmak veya cevap vermek Kendisini kurtarmaları için ev sahiplerine seslenecek, işaret edecek oldu. M. Ş … Çağatay Osmanlı Sözlük
haşa huzurdan (veya huzurunuzdan) — uygunsuz bir şey söylemek zorunda kalındığında bağışlanma dileği anlatan bir söz Haşa huzurdan, o hayvan gibi davrandı … Çağatay Osmanlı Sözlük
gıyabında — zf. Kendi yokken, arkasından İkisinin de kendisine birbirlerinin gıyabında bir şey söylemek istediklerini anlayarak... P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
kekelemek — nsz 1) Damak sesleriyle başlayan kelimeleri ve heceleri tekrarlayarak ve keserek konuşmak 2) mec. Ne söyleyeceğini şaşırıp kelimeleri birbirine karıştırmak Bir şey söylemek istedim, bulamadım, kekeliyordum. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
uydurmak — i, e 1) Uymasını sağlamak Gözlerini kilidi sökülmüş ve büyümüş anahtar deliğine uydurdu. P. Safa 2) i Hayal gücünden yararlanarak gerçek dışı bir şey söylemek, yakıştırmak Terzinin kendi sözünü yanlış anlamış olduğu hikâyesini uydurmuş olmalıydı … Çağatay Osmanlı Sözlük
telefon etmek (veya açmak) — birini telefonla aramak ve bir şey söylemek Ne zaman telefonu açıp nasılsınız?, diye hatırını soracak olsam... A. Ş. Hisar Siz gelmeyin, ben telefon eder, gelirim. A. H. Tanpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
laf çıkarmak — 1) yeni bir şey söylemek, ortaya atmak Şimdi unutup laf mı çıkarıyorsun? Ö. Seyfettin 2) dedikodu yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük