- beslemek
- -i
1) Yiyecek ve içeceğini sağlamak
Okulun artıklarıyla otuz kişiden fazla insan besliyorduk.
- H. E. Adıvar2) YedirmekPembe ekmekler kızartacak, üstlerine tereyağı, reçel, havyar sürecek, onu eliyle besleyecekti.
- H. E. Adıvar3) Semirtmek4) Eklemek, katmak, çoğaltmakAteş zayıfladıkça besliyor, ateşe gömdükleri mısırlar piştikçe misafirin eline tutuşturuyorlardı.
- N. Cumalı5) Bir şeyi korumak veya sağlamca durmasını sağlamak için çevresini veya altını desteklemek, doldurmak, pekiştirmekBacaklarımızın altını iki sabun çuvalı ve atların yem torbalarıyla besleyerek sırtüstü yattık.
- R. N. Güntekin6) YetiştirmekHerkes kanarya, kedi, köpek beslemez ya!
- H. Taner7) mec. Bir duyguyu gönülde yaşatmakUzun müddetten beri şiddetle beslediği bir histi.
- Y. K. Beyatlı8) mec. Maddi yardım yapmak, desteklemekAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.