- aralamak
- ara edüp ayırmak, aralık etmek, tefrik ve cida etmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
aralamak — aralamak, arasını bulmak, barıçtırmak I, 309bkz: arılamak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
aralamak — i 1) İki şey arasında açıklık oluşturmak, yarı açmak Kapısını hafifçe araladı. F. R. Atay 2) Aralıklı duruma getirmek, seyrekleştirmek Şu sandalyeleri biraz aralayınız. 3) hlk. Bitkilerin fazla dal ve çubuklarını kesmek, seyrekleştirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapı aralamak — bir konuya giriş yapmak, karşısındakini hazırlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
arılamak — aralamak, I, 308bkz: aralamak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
aralık etmek — aralamak, yarı açmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dargamak — aralamak, ayırmak … Beypazari ağzindan sözcükler
aralama — is. Aralamak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
aralayıvermek — i Çabucak aralamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıtlatmak — i 1) Bir şeyden çıt sesi çıkarmak Asabiyetle parmaklarını çıtlattı. A. Gündüz 2) Antep fıstığının kabuğunu aralamak 3) İş parçalarının bazı yerlerini oyup çıkarmadan makasla kesmek 4) i, e, mec. Bir kimseye, bilmediği bir şeyden ancak sezdirecek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapı — is. 1) Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı 2) Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı. S. F. Abasıyanık 3) Tavla oyununda iki pul üst üste… … Çağatay Osmanlı Sözlük