- beş paralık
- sf., -ğı
Değersiz, aşağılık, bayağı, bir paralıkAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
beş paralık olmak — zor durumda kalmak, dile düşmek, rezil olmak Onuru yaptığı bu hatadan dolayı beş paralık oldu … Çağatay Osmanlı Sözlük
beş paralık etmek — zor durumda bırakmak, dile düşürmek, rezil etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
paralık — sf., ğı Herhangi bir para değerinde olan Birleşik Sözler beş paralık iki paralık kırk paralık on paralık … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir paralık — sf., ğı Beş paralık … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki paralık olmak — (biri) değerini, onurunu yitirmek Herifi enseleyemezsem diye, aklı başından gidiyordu. Mahalledeki on beş yıllık bekçilik haysiyeti iki paralık olacaktı. S. Kocagöz … Çağatay Osmanlı Sözlük
yemini basmak — çabuk ve kuvvetli olarak yemin etmek Her akşam, beş paralık alışveriş etmedim, diye yemini basar. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki — is. 1) Birden sonra gelen sayının adı 2) Bu sayıyı gösteren 2, II rakamlarının adı 3) sf. Birden bir artık Bir sokak başında kavga eden iki çocuğu ayırdı. H. Taner Birleşik Sözler iki anlamlı iki ayaklı iki başlı iki bir ikibuçukluk … Çağatay Osmanlı Sözlük
senetsiz sepetsiz — zf. Bir iş yazılı bir belgeye dayandırılmadan (yapılmak) Yeryüzünde tapulu on paralık malı olmayan Balıkçı Ahmet e bir Yunan ortağı güvenerek senetsiz sepetsiz dört beş bin lira vermişti. Halikarnas Balıkçısı … Çağatay Osmanlı Sözlük