- cevaz
- at ve ya deve ile dönen yağ mengenesi
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
cevaz — is., esk., Ar. cevāz İzin, müsaade Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller cevaz vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
cevâz — (A.) [ زاﻮﺝ ] izin, uygun verme. ♦ cevâz vermek uygun vermek, olur vermek, müsaade etmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
cevaz vermek — (bir şeye) hoş görmek, uygun bulmak ... silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği durumlarda. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
CEVAZ — Müsaadeli. Ruhsat, izin. Câiz olma. * Yol, tarik ve meslek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
cevaz — izin; müsaade; caiz olma … Hukuk Sözlüğü
CEVAZ-I ŞER'Î — Şer an câiz olma. Şeriatça yasak olmayan husus … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
cevâz bahş — izin veren; müsaade eden … Hukuk Sözlüğü
İSTİCAZE — (Cevaz. dan) İzin ve cevâz isteme. * Sunulan bir manzume için câize, yani para isteme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CAİZE — (Cevaz. dan) (C.: Cevaiz) Azık, yol yiyeceği. * Hediye, armağan, bahşiş. * Edb: Eskiden takdim olunan medhiyeli bir şiire veya bir san at eserine karşılık olarak verilen para, hediye ve bahşişler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜCAZ — (Cevaz. dan) Câiz görülmüş, yapılabilir, uygun ve muvafık görülmüş. * Diplomalı. İcazet almış. Kendisine icazet verilmi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük