- bilinçsizce
- zf.
Bilinçsiz bir biçimde
Onun inadı bilinçsizceydi, benimkisi bilinçli.
- T. Dursun K
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Onun inadı bilinçsizceydi, benimkisi bilinçli.
- T. Dursun KÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bilinç dışı — is., ruh b. 1) Bilinçsizce yapılan iş ve etkinliklerin bütünü 2) İnsan ruhunun, baskı altında tutulan isteklerle bunlara bağlı düşüncelerden oluşan ve bilince ulaşamayan bölümü … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapalı toplum — is., top. b. Dış dünya ile her türlü ilişkisini kesmiş olan kendine yeterli insan topluluğu Bizim ilk romancılarımız, kapalı toplum düzeninin çelişkilerini ancak bilinçsizce saptayabiliyorlardı. S. İleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
vicdan azabı — is. İstenilmeden veya bilinçsizce yapılan kötü bir işten dolayı duyulan acı, üzüntü Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
yel yeperek — zf. Çok acele, telaşla, bilinçsizce (koşuşturmak), yel yepelek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller yel yeperek yelken kürek … Çağatay Osmanlı Sözlük
boş boş bakmak — amaçsız, anlamsız ve bilinçsizce bakmak Boş boş baktığımı görünce öfkelenip elindekileri bir köşeye attı. O. Pamuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
vicdan azabı çekmek (veya duymak) — istenilmeden veya bilinçsizce yapılan kötü bir işten dolayı üzülmek, pişmanlık duymak Gözlerinde minnet yaşlarıyla yüzüme baktıkça vicdan azabına benzer bir şey duyuyor. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
erkek sel, kadın göl — erkek, parayı bilinçsizce harcama eğiliminde olsa bile kadın buna meydan vermemeli, tutumlu olmalıdır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaptığını bilmemek — aklı başında olmamak, bilinçsizce davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük