billursu

billursu
sf.
1) Billuru andıran, billura benzeyen, billur gibi, billurumsu, kristaloit

Billursu taş.

2) is., kim. Diyalize uğrayarak çözümlenen madde, koloit karşıtı

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • billurumsu — sf. Billursu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • granit — is., jeol., Fr. granite Kuvars, feldspat, ortoklaz ve mika minerallerinden birleşmiş türlü renkte, billursu, çok sert bir tür kayaç Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller granit gibi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • koloit — is., di, kim., Fr. colloïde Jelatin niteliğinde olan ve suda dağılmışı zarlardan geçmemekle billursulardan ayırt edilen maddelerin genel adı, billursu karşıtı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kristaloit — sf., di, Fr. cristalloïde Billursu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tuz — is., kim. 1) Kokusuz, suda eriyen, yiyecekleri korumada ve tatlandırmada kullanılan billursu madde 2) Bir asitteki hidrojenin yerini bir bazın almasıyla oluşan birleşim, sodyum klorür (NaCl) Birleşik Sözler tuz ekmek düşmanı tuz ekmek hakkı tuz… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üre — is., kim., Fr. urée 1) Azotlu besinlerin vücutta yanmasıyla oluşan, erimiş bir durumda idrarla dışarı atılan azotlu madde 2) Yapay reçine verniği ve tutkalı üretiminde kullanılan temel gereçlerden beyaz, billursu toz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”