atğu - azar
- atılmak
- atım
- atım
- atım tepmez, itim kapmaz deme
- atımcı
- atımcılık
- atımlık
- atın bahtsızı arabaya düşer
- atın dorusu, yiğidin delisi
- atın ölümü arpadan olsun
- atın ürkeği, yiğidin korkağı
- atın varken yol tanı, ağan varken el tanı
- atına bakan ardına bakmaz
- atını sağlam kazığa bağlamak
- atıp (veya atmak) tutmak
- atış
- atış yeri
- atış-tutuş
- atışabilme
- atışabilmek