- gerçek dışı
- sf.
Gerçeğin dışında olan, gerçek olmayan, gerçeğe aykırı, hilafıhakikat
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
gerçek — sf., ği 1) Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, hakiki Kâğıt paranın saymaca değeri varsa da gerçek değeri yoktur. 2) is. Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat 3) Aslına uygun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gerçek dışılık — is., ğı Gerçek dışı olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
dış — is. 1) Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz. Şehrin artık dışındayız. Bostanlar, bağlar, sürülmüş tarlalar. A. Haşim 2) Bir konunun kapsamına girmeyen şey 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
uydurma — is. 1) Uydurmak işi 2) Gerçek olmayan, gerçekmiş gibi gösterilen haber, asparagas 3) sf. Gerçek dışı, uydurulmuş olan, yalan, sahte, asılsız, düzme, palavra Atatürk ün Osmanlıcayı Türkçeleştirmek hususundaki güzel arzusunu bugünkü uydurma… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gerçeğe aykırı — sf. Gerçek dışı … Çağatay Osmanlı Sözlük
hilafıhakikat — sf., ti, esk., Ar. ḫilāf + ḥaḳīḳat Gerçek dışı … Çağatay Osmanlı Sözlük
irrealist — sf., Fr. irréaliste Gerçek dışı … Çağatay Osmanlı Sözlük
karakoncolos — is. 1) Çocukları korkutmak için kendisinden söz edilen, gerçek dışı bir yaratık, umacı, hayalet 2) mec. Çok çirkin kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
laf cambazlığı — is. Bir kimsenin, bir grubun duygularını kamçılayarak abartılı veya gerçek dışı sözler söyleyip onları kazanmaya çalışma, demagoji Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller laf cambazlığı yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
masal âlemi — is. Doğaüstü, gerçek dışı ancak masallarda rastlanabilecek yerler Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller masal âleminde yaşamak … Çağatay Osmanlı Sözlük