- haksız yere
- zf.
Haksız olarak, hak etmediği hâlde
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
haksız — sf. 1) Hak ve adalete uygun olmayan 2) Davası, iddiası, davranışı, düşüncesi doğru ve yerinde olmayan (kimse) Arkadaşınız bu işte haksızdır. Birleşik Sözler haksız yere Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller haksız bulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
nahak yere — zf. Haksız, gereksiz olarak, boş yere, boşuna Her seferinde kıyasıya kapıştıklarını, nahak yere kalp kıracaklarını sanıyor. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
okkanın altına gitmek — haksız yere ezilmek, bir zarar veya ceza görmek Eğer gözünü açmaz, bu kör dövüşüne bir nihayet vermezsen muhakkak okkanın altına gidersin. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
yer — is., gök b. 1) Dünya 2) Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? M. Ş. Esendal 3) Gezinilen, ayakla basılan taban Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
KEBAİR — (Kebire. C.) Büyük şeyler, büyük günahlar. Kebairin sıralanışı: Allah ı inkâr etmek. Allah a şirk koşmak. Kat iyyen sâbit olan dini bir hükme inanmamak. Allah ın rahmetinden ümidini kesmek. Allah ın cezasından, mekrinden ve azabından emin olmak.… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
iltimas — is., Ar. iltimās 1) Haksız yere, yasa ve kurallara uymaksızın kayırma, arka çıkma Onun için buraya kabul edilişimde bir iltimas seziyordum, buysa beni yerin dibine geçiriyordu. O. Kemal 2) mec. Birine herhangi bir konuda öncelik ve ayrıcalık… … Çağatay Osmanlı Sözlük
katletmek — i, der, Ar. ḳatl + T. etmek 1) İnsan öldürmek 2) Zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek Bu adam benim can düşmanımdır. Haksız yere beni katlediyor. O. S. Orhon 3) Zarar vermek Doğayı katletmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kayırmak — i 1) Koruyarak başarısını sağlamak, elinden tutmak, himmet etmek Bizi kayıran, arayan yok. H. R. Gürpınar 2) Birini, başkalarının veya işin zararı pahasına tutmak, birine haksız yere kolaylıklar sağlamak, iltimas etmek Güzelle yüceltirim… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kondurmak — e 1) Konma işini yaptırmak Koca dağın başına ne güzel bir yapı kondurmuşuz ama gel gör ki yolunu unutmuşuz. B. R. Eyuboğlu 2) Gelişigüzel takmak, iliştirmek Başına çiçekler kondurmuş. 3) i Birden yapıvermek veya söyleyivermek Öpücüğü kondurdu. 4) … Çağatay Osmanlı Sözlük
alnına kara sürmek — bir kimsenin haksız yere kötü tanınmasına yol açmak … Çağatay Osmanlı Sözlük