- dışına çıkmak
- tanınan hak ve yetkileri aşmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kabuğu dışına çıkmak — içinde bulunduğu ortam veya durumdan ayrılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
içi dışına çıkmak — 1) kusmak 2) kusacak duruma gelmek Cip hazır dedi. İnşallah süspansiyonu iyidir yoksa yollarda içimiz dışımıza çıkacak. R. Erduran … Çağatay Osmanlı Sözlük
dış — is. 1) Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz. Şehrin artık dışındayız. Bostanlar, bağlar, sürülmüş tarlalar. A. Haşim 2) Bir konunun kapsamına girmeyen şey 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iç — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mıncık — 1. is., ğı Kedi, köpek vb. hayvanların pençesi 2. is., ğı Ezilerek içi dışına çıkmak anlamındaki mıncığı çıkmak deyiminde geçen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kabuk — is., ğu 1) Bir şeyin üstünü kaplayan ve onu dış etkilere karşı koruyan, kendiliğinden oluşmuş sertçe bölüm, kışır Meyve kabuğu. Midye kabuğu. Ağaç kabuğu. 2) Ekmeğin pişme sırasında içinden daha çok sertleşen dış bölümü 3) gök b. Bir sıvı veya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
lacivert pasaport — is. Yurt dışına çıkmak için verilen pasaport … Çağatay Osmanlı Sözlük
saf dışı olmak — 1) dizinin dışına çıkmak 2) mec. ilgisi kesilmek, işin gereğinden alıkonulmak, işlemez duruma getirilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dengesi bozulmak — 1) dik durumdan düşecek duruma gelmek 2) tanınan ve bilinen ölçülerin dışına çıkmak 3) tutum ve davranışlarında tutarlılık olmamak 4) mec. aralarında ilişki bulunan şeyler arasındaki uyum bozulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
minderden kaçmak — 1) güreşte oyuna katılmamak 2) güreşte oyun sırasında minderin dışına çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük