- bozarmak
- nsz
1) Boz renge girmek
Eski bozarmış çarşaf yatağın ortasında toplanmıştı.
- A. Kutlu2) Renk değiştirmek, rengi atmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Eski bozarmış çarşaf yatağın ortasında toplanmıştı.
- A. KutluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kızarıp bozarmak — utanç, öfke vb. duyguların etkisiyle yüzü renkten renge girmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
alacalanmak — nsz 1) Alaca bir duruma gelmek 2) mec. Herhangi bir heyecan dolayısıyla benzi kızarıp bozarmak, renkten renge girmek 3) hlk. Eriyen karlar arasından yer yer toprak görünmek Tarlalar alacalandı … Çağatay Osmanlı Sözlük
bozarma — is. Bozarmak işi veya durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kızarmak — nsz 1) Kırmızı veya ona yakın bir renk almak Nihat, yüzü kızarmış, alçak sesle söylendi. P. Safa 2) Bazı sebze ve meyveler olgunlaşmaya başlamak, olgunlaşmak Domatesler kızardı. 3) Utanç, öfke vb. duyguların etkisiyle, kanın yüze hücumu sonucu… … Çağatay Osmanlı Sözlük