- bölünmek
- nsz
Belirli bölümlere, parçalara ayrılmak
Saçları biraz evvel taranmış gibi intizamlı, ortasından ikiye bölünmüş.
- P. Safa
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Saçları biraz evvel taranmış gibi intizamlı, ortasından ikiye bölünmüş.
- P. SafaÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
uykusu bölünmek — yeterince uyumadan uyanmak veya uyandırılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tecezzi etmek — bölünmek, parçalara ayrılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayrışmak — nsz 1) Birbirinden ayrılmak, birliği bozmak 2) kim. Moleküller, türlü etkenler sebebiyle geçici olarak daha yalın atom veya moleküllere bölünmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bölünme — is. 1) Bölünmek işi 2) biy. Hücrelerin, belli bir büyüklüğe ulaştığında eşit bölümlere ayrılıp çoğalması 3) sp. Yarışta toplu olarak koşarken birbirinden ayrılma … Çağatay Osmanlı Sözlük
dağılmak — nsz 1) Toplu durumdayken ayrılıp birbirinden uzaklaşmak Yolcular artık yavaş yavaş dağılıyorlardı. H. Taner 2) Değer ve birimler belli etkenlerle, oranlı olarak bölünmek 3) Parçalanarak yayılmak, ufalanmak Kentin eski merkezindeki evler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dilimlenmek — nsz Dilimlere bölünmek veya ayrılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kamplaşmak — nsz Kamplara ayrılmak, bölünmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
uyku — is. 1) Dış uyaranlara karşı bilincin, bütünüyle veya bir bölümünün yittiği, tepki gücünün zayıfladığı ve her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı dinlenme durumu Rahat bir uyku uyumuştum. S. F. Abasıyanık 2) mec. Çevrede olup bitenin farkında… … Çağatay Osmanlı Sözlük
inkisâm — (A.) [ مﺎﺴﻘﻥا ] bölünme. ♦ inkisâm etmek bölünmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
inşikâk — (A.) [ قﺎﻘﺸﻥا ] yarılma, bölünme. ♦ inşikâk etmek yarılmak, bölünmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü