- böylesine
- zf.
Bu tarzda, bu biçimde
Doğrusu ondan böylesine bir dostluk, böylesine bir özveri beklemiyordum.
- E. Bener
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Doğrusu ondan böylesine bir dostluk, böylesine bir özveri beklemiyordum.
- E. BenerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
böylemesine — zf., hlk. Böylesine … Çağatay Osmanlı Sözlük
soğukkanlı — sf. Olaylara ve gelişmelere sakin, ılımlı ve temkinli yaklaşan (kimse), serinkanlı, itidal sahibi Atatürk, gündelik politika işlerinde, işte böylesine soğukkanlı, telaşsız, hesaplı ve hatta hoş görür bir insandı. Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hangi akla hizmet ediyor? — ne gibi bir düşünce ile böylesine olmayacak, mantıksız bir iş yapıyor? anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
çılgına döndürmek — birini sevinç, öfke, kızgınlık vb. duygular sonucu aşırı ölçüde heyecanlandırmak Şöyle az buçuk mürekkep yalamış bir insanı böylesine üç nutuk çılgına döndürür. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
içli dışlı olmak — 1) karşılıklı olarak candan ve içten davranmak, teklifsiz görüşmek Toprakla insan hiçbir edebiyatta böylesine içli dışlı değildir. C. Meriç 2) kız ve oğullarını karşılıklı olarak evlendirmek 3) karşılıklı olarak resmî davranışlardan uzaklaşmak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mürekkep yalamış — öğrenim görmüş, kültürlü Şöyle az buçuk mürekkep yalamış bir insanı böylesine üç nutuk çılgına döndürür. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük