- bulanık
- sf., -ğı
1) Bulanmış olan, duru olmayan
Koltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı.
- F. R. Atay2) Bulutlu, kapalı (hava)3) Açık seçik görünmeyen, net olmayanBulanık görüntü.
4) Donuk, anlamsız, fersiz (bakış)Dimdik oturuyor, bulanık ve ıslak gözlerle ona bakıyordu.
- P. Safa5) mec. Niteliği tam anlaşılmayanİzmir-Bursa yolculuğundan dönüşümde ben böyle bulanık bir politika havası içinde bulmuştum.
- Y. K. KaraosmanoğluBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.