- bulaşıcı hastalık
- is., -ğı, tıp
Mikrop yolu ile yayılan hastalık
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
hastalık — is., ğı 1) Organizmada birtakım değişikliklerin ortaya çıkmasıyla sağlığın bozulması durumu, rahatsızlık, çor, dert, sayrılık, illet, maraz, maraza, esenlik karşıtı Hastalıktan, doktordan oldum bittim korkarım. H. Taner 2) Ruh sağlığının… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulaşıcı — sf. Birinden başkasına geçen, bulaşan, sâri Birleşik Sözler bulaşıcı hastalık … Çağatay Osmanlı Sözlük
hastalık almak (veya kapmak veya hastalığa tutulmak) — bulaşıcı bir hastalığa yakalanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulaşık gemi — is., den. Tayfalarında veya yolcuları arasında bulaşıcı hastalık bulunan gemi … Çağatay Osmanlı Sözlük
difteri — is., tıp, Fr. diphtérie Çoğunlukla çocuklarda görülen, burun, boğaz, yutak çeperine yerleşen mikropların yol açtığı bulaşıcı hastalık, kuşpalazı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırgın — sf. 1) Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan 2) is., hlk. Toplu ölümlere yol açan bulaşıcı hastalık … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırılmak — nsz 1) Kırma işine konu olmak, bir veya birçok parçaya ayrılmak 2) Bükülerek kat yeri oluşturmak 3) Savaş, bulaşıcı hastalık sebebiyle çok sayıda insan ölmek 4) e Birine karşı kırgın duruma gelmek, gücenmek, incinmek 5) Kırgınlık duymak Bana ne… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şap hastalığı — is. Sığırlarda, ağız ve tırnaklar arasında kabarcıklar görünmesi ve yüksek ateşle beliren, genellikle arıza bırakan bulaşıcı hastalık … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahaffuzhane — is., esk., Ar. taḥaffuẓ + Far. ḫāne Sefer sırasında, yolcu ve çalışanların arasında bulaşıcı hastalık görülen gemilerin karantina sürelerini geçirmeleri, gerekli sağlık önlemlerinin alınması ve hastaların iyileştirilmeleri için büyük limanlara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
trahom — is., tıp, Fr. trachome Göz kapaklarının altında birtakım kabarcıkların belirmesiyle başlayan, tedavi edilmezse kirpiklerin içeriye kıvrılması, saydam tabakada yaralar çıkması yüzünden körlükle sonuçlanabilen bulaşıcı hastalık … Çağatay Osmanlı Sözlük