- bulaştırmak
- -i, -e
Bulaşmasına yol açmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ağzına burnuna bulaştırmak — bir işi beceremeyip berbat etmek, bozmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüzüne gözüne bulaştırmak — bir işi becerememek, bozmak Onun bu işi nasıl olup da yüzüne gözüne bulaştırdığını bir türlü anlayamadım. E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzına yüzüne bulaştırmak — bir işi kötü yapmak, becerememek Yapılacak şey ehemmiyetsizce bir pansuman ama ağızlarına yüzlerine bulaştırmalarından korkuyorum. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
eline yüzüne bulaştırmak — bir işi gerektiği gibi yapamamak, başarısız olmak, becerememek … Çağatay Osmanlı Sözlük
elini kana bulamak (veya bulaştırmak) — öldürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
belemek — i, e, hlk. 1) Çocuğu kundaklamak 2) Beşiğe yatırıp bağlamak 3) Bulamak, bulaştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulaştırıvermek — i, e Çabucak bulaştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulaştırma — is. Bulaştırmak işi veya durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulatmak — i, e Bulaştırmak Onların canı ciğeri taze fidanları kana bulatmak, yaşlı başlı insanlara yakışmaz. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük