- bunalımlı
- sf.
Gerginlik, sıkıntı veren, gerginliği olan
O bunalımlı günlerde işi gücü bırakıp varlığını âdeta ona adadı.
- A. İlhan
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
O bunalımlı günlerde işi gücü bırakıp varlığını âdeta ona adadı.
- A. İlhanÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
buhranlı — sf. Bunalımlı Durum buhranlı ve çok tehlikeliydi. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
darboğaz — is., ekon. 1) Piyasalarda üretimin, kredilerin, döviz imkânlarının, sürümün, ham madde arzının ve malzeme stoklarının gereksinim düzeyi altına düştüğü sıkıntılı durum 2) mec. Toplumun, çözümlenmesinde güçlüklerle karşılaştığı bunalımlı durum … Çağatay Osmanlı Sözlük
erteletim — is. 1) Resmî geciktirme, moratoryum Taraflar, Kıbrıs üzerindeki askerî uçuşlarda moratoryuma gidilmesini müzakere edecek. 2) ekon. Çok bunalımlı dönemlerde bir ülkede, bölgede, bir bölüm veya tüm borçlardaki ödeme zorunluluğunun geri bırakılması … Çağatay Osmanlı Sözlük