ezip büzmek — ezip parçalayarak tamamen değiştirerek kullanılmaz veya anlaşılmaz duruma getirmek Bütün ecnebi kelimeleri ezip büzüp anlaşılmaz hâle getirip öyle kullanıyorlar. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
lakırtıyı ezip büzmek — konuşmasını beceremeyip aynı şeyleri tekrarlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bürmek — büzmek II, 6 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
büzdürmek — i 1) Büzmek Giysisinin belini büzdürüp vücuduna uydurdu. 2) i, e Büzme işini birine yaptırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
büzme — is. 1) Büzmek işi 2) sf. Ağzı büzülerek kapatılan (kese, torba vb.) Öbürü dolgunca ve büzme çarşaflı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
ezmek — i, er 1) Üstüne basarak veya bir şey arasına sıkıştırarak yassılaştırmak, biçimini değiştirmek Ben kendi hesabıma aruzu bir bal mumu gibi ezer, oynar, istediğim şekle sokardım. E. B. Koryürek 2) Ağır bir şey, başka bir şeyin üzerinden geçmek,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kısmak — i, ar 1) Sesi azaltmak, alçaltmak Radyoyu biraz kısar mısın? 2) Gözü biraz kapamak Adam göz kapaklarını kısarak bir hesapladı. N. Cumalı 3) Ezmek, büzmek, daraltmak Omuzlarını kısar, ellerini cebinden çıkarır, atar ağzından sigarasını. S. F.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
lakırtı — is. 1) Söz, laf Biz burada lakırtıya başlayalı iki dakika ya oldu ya olmadı. P. Safa 2) mec. Boş söz, dedikodu, laf Lakırtıdır o, aldırma! Birleşik Sözler lakırtı ebesi lakırtı kavafı lakırtısı az pis lakırtı … Çağatay Osmanlı Sözlük
uçkur — is. 1) Şalvarı bele bağlamak veya torba, kese vb. şeylerin ağzını büzmek için bunlara geçirilen bağ O sabah evvela pijamanın uçkuru kördüğüm oldu. B. Felek 2) mec. Cinsel duygu veya ilişki Doktorlar falan filan hap, banyo ve uçkur perhizi tavsiye … Çağatay Osmanlı Sözlük