- ezmek
- -i, -er
1) Üstüne basarak veya bir şey arasına sıkıştırarak yassılaştırmak, biçimini değiştirmek
Ben kendi hesabıma aruzu bir bal mumu gibi ezer, oynar, istediğim şekle sokardım.
- E. B. Koryürek2) Ağır bir şey, başka bir şeyin üzerinden geçmek, çiğnemekRüzgârın içinde birbirini ezercesine kaçıştılar.
- S. F. Abasıyanık3) nsz Sıvı içinde bastırıp karıştırarak eritmekŞerbet için şeker ezmek. Boya ezmek.
4) mec. Üzmek, sıkıntıya sokmakSeven kalbi ezmek, sevmeyen kalbi durdurmaktan daha affedilmez bir cinayettir.
- A. Gündüz5) mec. Baskı altında tutmakMahzun yüzünü ağlaya ağlaya öpmek arzusu içimi bir açlık gibi ezdi.
- R. H. Karay6) mec. Dayanıklılığını aşacak derecede çalıştırarak yormakBu yol hayvanı ezdi.
7) mec. Yenmek, sindirmekDüşmanı ezmek.
8) argo HarcamakParaları bir haftada ezerim.
- S. F. AbasıyanıkBirleşik Sözler- ezimevi- elezer- özezerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.