- canlı resim
- is., -smi, sin., TV
Bir hareketi parçalarına ayırıp bunların elle yapılan resimlerinin alıcıyla tek tek çevrilmesine dayanan ve gösterimde sürekli bir hareketi ortaya koyan film tekniği
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
resim — is., smi, Ar. resm 1) Varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça gibi araçlarla kâğıt, bez vb. üzerinde yapılan biçimleri Konulu resim parçaları kendiliğinden ve doğru olarak yan yana gelivermiş, hikâye ortaya çıkmıştı. T. Buğra 2) Bunu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
canlı — sf. 1) Canı olan, diri, yaşayan Bütün canlıların kendilerini yarı baygın, uykulu, hareketsiz bir tembelliğe bıraktıkları saatler başlamıştı. N. Cumalı 2) Güçlü, etkili, hareketli, hayat dolu Recep çok canlı bir adamdı. S. F. Abasıyanık 3) Dikkat… … Çağatay Osmanlı Sözlük
FİGÜR — Fr. Oyuncunun hareketi. * Resim, şekil, canlı resim. * Mecaz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
canlandırıcı — is. 1) Canlılık veren, canlılık kazandıran şey 2) Bir canlı resim veya şema filmi için hareketliliği sağlayan tek tek resimleri yapan sanatçı 3) Otel, tatil köyü vb. turistik yerlerde konukları eğlendirmek için çeşitli oyunlar, gösteriler yapan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
model — is., Fr. modèle 1) Resim, heykel vb. yapılırken baka baka benzetilmeye çalışılan nesne veya kimse, örnek 2) Bir özelliği olan nesne veya kişi Sadakat modeli. 3) Biçim Bu elbisenin modelini beğenmedim. 4) Giysi örnekleri içinde toplayan dergi Bu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
reklam — is., Fr. réclame 1) Bir şeyi halka tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümünü sağlamak için denenen her türlü yol Şehirde canlı reklam dolaştırmak hiçbirimizin aklına gelmemişti. R. N. Güntekin 2) Bu amaç için kullanılan yazı, resim, film vb… … Çağatay Osmanlı Sözlük