- ağız tadı
- is.
Ailede veya toplumda dirlik düzenlik, iyi geçinme, rahatlık, kemaliafiyet
Allah ağzımızın tadını bozmasın.
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tat — 1. is., hlk. Dilsiz 2. is., dı 1) Bazı cisimlerin tat alma organı üstünde bıraktığı duyum Nem elbisenize işlemiştir, yaşlığında deniz suyunun tuzlu tadı ve yapışkanlığı duyuluyor. R. H. Karay 2) Tatlılık 3) mec. Hoşa giden durum, lezzet, zevk… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çaldırmak — nsz 1) Çalma işini yaptırmak Bunların istedikleri çalgı çaldırmak değil, sarhoşluk etmek, ağız tadı ile kavga çıkarmaktır. M. Ş. Esendal 2) i Hırsıza kaptırmak Saatimi çaldırdım … Çağatay Osmanlı Sözlük
kemaliafiyet — is., esk., Ar. kemāl + ˁāfiyet Ağız tadı … Çağatay Osmanlı Sözlük
görüp göreceği rahmet bu — göreceği iyiliğin bütünü, göreceği tek iyilik anlamında kullanılan bir söz Ağız tadı ile oynanan futbolu gördük ama görüp göreceğimiz rahmet de bu kadarmış. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
damak — is., ğı, anat. Ağız boşluğunun tavanı, tabanı Şerbetin tadı damaklarına, serinliği midelerine yayılınca... R. H. Karay Birleşik Sözler damak eteği damak tadı damak ünsüzü alt damak art damak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ŞAP — (Şep) Kim: Antiseptik bir cisim olup alüminyum ve potasyum sulfatından mürekkep, tadı buruk ve suda tuz gibi erir bir cisim. * Hayvanların ağız ve ayaklarında görülen ateşli, salgın bir hastalık ismi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük