- cilalamak
- -i
1) Cila sürerek parlatmak, cila vurmak2) argo Övmek3) argo Tat katmak
Akşama Canfendi'nin yaptığı bu lezzetli yemek, rakıyı ve eğlenceyi cilalamıştı.
- R. H. Karay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Akşama Canfendi'nin yaptığı bu lezzetli yemek, rakıyı ve eğlenceyi cilalamıştı.
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kafa cilalamak — tkz. içki içmek İpini koparmış aylakla, çiçeği burnunda asistan, dejenere mirasyedi ile ağır işçi, burada dirsek dirseğe kafa cilalardı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
ahar — is., esk., Far. āhār Hattatların kâğıt cilalamak için kullandıkları nişasta ve yumurta akından yapılan özel bir karışım … Çağatay Osmanlı Sözlük
aprelemek — i Kumaş veya deriyi cilalamak, perdahlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cilalama — is. Cilalamak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafa — is., Ar. ḳafā 1) İnsan başı, ser 2) Hayvanlarda genellikle ağız, göz, burun, kulak vb. organların bulunduğu vücudun en ön bölümü 3) Çocuk oyunlarında kullanılan zıpzıp taşının veya cevizin büyük boyu 4) Mekanik bir bütünün parçası Distribütör… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mührelemek — i, esk. Kâğıdı mühre ile cilalamak, parlatmak, düzeltmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
saykallamak — i, esk. Saykal kullanarak parlatmak, cilalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kogşamak — katı şey gevşek olmak III, 287 koğuş ağacı dalı iIe cilâlamak, perdahlannak III, 287bkz: kow şamak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kowşamak — koğuş ağacı dalı ile cilâlamak III, 287bkz: kog şamak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini