galeyana gelmek — coşmak, hiddetlenmek ... bir an çalgılar sustu, herkes şaşırmıştı, kimse padişahın birdenbire galeyana gelmesinin sebebini bilmiyordu. F. F. Tülbentçi … Çağatay Osmanlı Sözlük
vecde kapılmak — coşmak, kendinden geçmek Eski konakların mutfağını anlatırken bir tapınağı tasvir eder gibi vecde kapılır. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
arpası çok gelmek — coşmak, azmak, kudurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüreği parlamak — coşmak, heyecanlanmak Bir sözden, bir asker geçişinden, bir düşünceden yüreği parlar, gönlü ateş alır adam olmalı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
komınmak — coşmak II, 324 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ateşlenmek — nsz 1) Ateşleme işine konu olmak 2) Vücut ısısı artmak 3) mec. Coşmak, kızışmak, şiddetlenmek Giderek tartışma daha da ateşlendi … Çağatay Osmanlı Sözlük
başkaldırmak — e 1) Ayaklanmak, isyan etmek Hiçbir şeye isyan etmez, kimseye başkaldırmazdı. P. Safa 2) nsz İyice coşmak, kabarmak Başkaldırmış denizle dövüşe dövüşe boğulanı gördün mü? Z. Selimoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
coşma — is. Coşmak işi, galeyan Kadın bir izzetinefis coşmasına benzeyen öfke ile gözlerini açtı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
coşuvermek — nsz Çabucak veya ansızın coşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çağlamak — nsz 1) Su, köpürerek ve ses çıkararak coşkun bir biçimde akmak Bir gün nehirler gibi çağlayarak derinden. Ö. B. Uşaklı 2) mec. Coşmak Musiki, gönüllerin hüzünleriyle zevklerinin birleştiği sınırda çağlayan sesleridir. A. Ş. Hisar Atasözü, Deyim… … Çağatay Osmanlı Sözlük