çarpıntı

çarpıntı
is.
Kalbin hızlı ve sık vurması

Müthiş bir kalp çarpıntısı ve korku ile kanepeden kalktı.

- S. F. Abasıyanık
Birleşik Sözler
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • hafakan — is., Ar. ḫafaḳān Sıkıntı, çarpıntı, afakan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pır pır — is. 1) Genellikle kuş kanadının çıkardığı ses 2) Çarpıntı sesi Bihter gibi yürek pırpırlarıyla Behlûl ün yatak odasına koşuşturmuyor. S. İleri Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller pır pır etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıkışmak — nsz 1) Birbirine basınç yapacak kadar yaklaşmak Üç hademe, ebe, hasta bakıcı merdivenin orta sahanlığında sıkışmışlar, sedyeyi çevirmeye çalışıyorlar. M. Ş. Esendal 2) Basınçla iki şey arasında kalmak Parmağı kapıya sıkışmış. 3) Dar bir yere… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çarpıntısı tutmak — heyecan, korku veya üzüntüden çarpıntı nöbeti gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • darabân — (A.) [ نﺎﺑﺮﺽ ] 1. çarpıntı. 2. vuruş …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • halecan — (A.) [ نﺎﺠﻠﺧ ] çarpıntı …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • DARABAN — Vurma, vuruş. Çarpış, çarpıntı, çarpma …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İHTİLAC — Seğirtme. * Çarpıntı, çarpma. * Etler gevşeyip büzülme. * Havale nöbeti …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”