çeldirmek — çekiştirmek … Beypazari ağzindan sözcükler
gıybet etmek — çekiştirmek, yermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
aleyhinde (veya aleyhine) söylemek (veya bulunmak) — çekiştirmek, yermek Avrupalılar ordumuz aleyhine ne akıllarına gelirse söylerler. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
LEVM — Çekiştirmek. Birisinin yüzüne karşı kötü söz söylemek. Zemmetmek. Paylamak. Başa kakmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çekiştirme — is. Çekiştirmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
dedikodu — is. Başkalarını çekiştirmek ve kınamak üzere yapılan konuşma, kılükal Kız aleyhine hiçbir aykırı dedikodu çıkmadı. A. Gündüz Birleşik Sözler dedikodu kumkuması Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
fasıl — is., slı, Ar. faṣl 1) Bölüm, kısım, devre Kitabı kapadı, biraz durdu, sonra tekrar açarak o faslı sonuna kadar bir hamlede okudu. P. Safa 2) Dönem, devre Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç / Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç. Y … Çağatay Osmanlı Sözlük
fitnelemek — i Çekiştirmek, yermek, gammazlamak, kovlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gammazlamak — i, e Birinin yaptığı işi, söylediği sözü yermek, kötülemek, birisini yerip çekiştirmek, kovlamak Ona, Celal seni müdüre gammazlıyor, haberin olsun, dedi. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçmek — e, er 1) Bir yerden başka bir yere gitmek Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim. T. Buğra 2) den Bir yandan girip diğer yandan çıkmak İplik iğne deliğinden zor geçti. 3) den Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden… … Çağatay Osmanlı Sözlük