düşük — sf., ğü 1) Aşağı doğru düşmüş, aşağı sarkmış Düşük mide. Düşük omuz. 2) Az Düşük faiz. Düşük fiyat. 3) İktidardan düşmüş veya düşürülmüş 4) Dil bilgisi kurallarına uymayan Düşük cümle. 5) is. Yaşayabilecek duruma gelmeden doğan yavru, ceninisakıt … Çağatay Osmanlı Sözlük
çene — is., Far. çāne 1) Canlılarda baş bölümünde yer alan, kemik veya kıkırdak ile desteklenen, altlı üstlü dişleri taşıyan ve ağzın kapanıp açılmasını saplayan kasları üzerinde barındıran iki parçaya verilen ad Çenesinin, başının bütün iskeleti… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalçene — sf. Durup dinlenmeden konuşan, çenesi düşük (kimse), geveze İhsan Hanım, altmış beş yaşlarında çalçene, dedikoducu bir kocakarıydı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
geveze — sf. 1) Çok konuşan, çenesi düşük, lafçı, lafazan, zevzek, lakırtı ebesi, ağız kavafı, lakırtı kavafı Öyle geveze ki ben sormadan anlatmaya başladı. H. Taner 2) mec. Sır saklamayan, boşboğaz Haydi çocuklar ... şu gevezenin yalanını ortaya vurmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
AHTAL — Çabuk yürüyen. * Boşboğaz, çok konuşan kimse. Çenesi düşük … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BİZLAH — Geveze, boşboğaz, çenesi düşük … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KUFTEHAR — f. Köfte yiyen. * Geveze, çenesi düşük. * Şarlatan. Kendini beğenmiş. * Çapkın … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ÇAR-ZEBAN — f. Geveze, çenesi düşük, lüzumsuz olarak konuşan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ÇAÇARON — İtl. Çok konuşan, çenesi düşük, geveze … Yeni Lügat Türkçe Sözlük