çentikli

çentikli
sf.
Üzerinde çentik bulunan

Avucunu kapının tozlu ve çentikli tahtası üzerinde gezdirdi.

- P. Safa

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • çentiklenmek — nsz Çentikli duruma gelmek Masanın kenarı çentiklenmiş …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • diş — is. 1) Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri 2) Çark, testere, tarak vb. çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri Çarkın dişleri tebessüm eder gibi tatlı bir ses çıkardı. S. F.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tırtık tırtık — sf. Pürüzlü, düz olmayan, çentikli …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • GEDİKLİ — t. Tar: Yeniçeri efradı arasında eskilikleri dolayısıyla imtiyazlı olanlar. Bunlar diğer yeniçerilerden ayrılmak için bellerine seraser denilen kumaştan kuşak sararlardı. * Yıkık, çentikli ve düşük yeri olan. * Mülk olduğu halde vakfa ait bir… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”