- çoğalmak
- nsz
Azken çok olmak, çok duruma gelmek, artmak
Ansızın aşağıda ayak sesleri, uğultular çoğaldı.
- Y. Z. Ortaç
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ansızın aşağıda ayak sesleri, uğultular çoğaldı.
- Y. Z. OrtaçÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
üremek — çoğalmak … Beypazari ağzindan sözcükler
tekessür etmek — çoğalmak, artmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tezayüt etmek — çoğalmak, artmak Kalamış tan istimbota binildiği vakit neşeler tezayüt etmişti. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
çokraşmak — çoğalmak ve dalgaIanmak. I I, 208 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
TEBARÜK — Çoğalmak, ziyâde olmak. * Uzamak. * Büyüklük. * Genişlemek. * Zâhir olmak, görünmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
üremek — nsz 1) Canlı, doğup çoğalmak Altı, yedi ay içinde küçük sürü üredi. Ö. Seyfettin 2) Yetişmek Çubuklu bahçede üreyen kızılcık da hiçbir yerde bulunmaz. S. Birsel 3) mec. Çoğalmak, artmak Yün kalın olduğu için örgü çabuk ürüyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
amipleşmek — nsz Amipler gibi bölünerek çoğalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
artmak — 1. is., ğı, hlk. Büyük heybe 2. nsz, ar 1) Çoğalmak lstırap çektikçe metanetiniz artar. 2) Harcandıktan sonra bir miktar geri kalmak Kumaş arttı. Yemek arttı. 3) Değeri yükselmek, fazlalaşmak Arsa fiyatları arttı … Çağatay Osmanlı Sözlük
bereketlenmek — nsz Çoğalmak, artmak Doksan yaşına kadar yaşamış, yokluk yüzü görmemiş oğul uşak toplansa koca bir mahalle olacak kadar bereketlenmiş. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
birikmek — nsz 1) Toplanıp yığılmak Meydanlarda çamurlar, sular birikirdi. S. F. Abasıyanık 2) Birbirine eklenip çoğalmak Sana verilecek havadislerim birikti. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük